top of page

İSHAKLI-SULTANDAĞI

İPSOS-SAKLU-

:

Kesin tarihi kayıtlara rastlanmamakla beraber M.Ö. 2000-1000 yılları arasında yakın şarkın tarihi yolları üzerindedir. Bu ülke M.Ö.1400 yılarında Hatti İmparatorluğu yetkililerinden Kupantakan ‘ın manevi evladı olan Mira, Hatti İmparatorluğu ‘nun parçalanması üzerine Mira Beyliği kurulmuş İshaklı‘nın da Mira Beyliği toprakları içinde olduğu Şemsettin GÜNALTAY‘ın tarihinden anlaşılmaktadır.

M.Ö. 8 .yüzyıldan 620 yılına kadar Frigyalılar bu ülkeye sahip olmuş, 620 yılından sonra bu ülke Lidyalılara geçmiştir. Lidyalılar bu ülkeye nüfusu çok ve fakir ailelerden kalabalık bir kabile göndermişlerdir. Bu gelen kabile serpme halinde bugünkü istasyon ile şehir arasına yerleşmişlerdir. O zamanki ismi ise İpsos olduğu Türkiye Ansiklopedisi‘nden öğrenilmiştir. Buralarda böyle bir şehrin olduğu Kirsecik Harman Yeri ‘nin güney batısına düşen tepe tarlada gayri ihtiyari yapılmış oldukları tarla düzeltmesinden çıkan eski bina ve eserlere ait kalıntılardan anlaşılmıştır. M.Ö. 620 yılından sonra karanlık bir devre girmiş o günden M.Ö.27 yılına kadar böyle geçmiş, M.Ö. 27 yılında Roma Kralı Ogüst askerleriyle Eskişehir, Emirdağı, Bolvadin yoluyla İpsos‘u Frigler ‘den almış, İpsos Friglerle Ogüst arasında yapılan savaşta yanmış olup sadece şehrin batısında bulunan Tiganyan adındaki şehir kalesi kurtulmuştur. Yapılış tarihi belli olmayan bu kalenin Ogüst zamanında var olduğu sabittir. Şimdi ise bu kalenin yerinde Selçuklular zamanında yeniden Türk Mimarisi‘ne göre bir kervansaray yapılmıştır.


Ortaçağ‘da Arabistan yarımadasında kısa zamanda doğup büyüyen İslam İmparatorluğu halifesi Muaviye zamanında M.S.666 yılında Yezit, Büyük Roma İmparatorluğu (Konstantiniye) ile İslam Orduları Şam, Halep, Adana, Konya yoluyla İpsos‘tan geçip Bolvadin ve Emirdağı‘nın arasında iki ordu savaşa tutuşmuş bu savaşta İslam Ordusu galip gelmiş Bizans Ordusu ise yenilgiyi kabul edip iki devlet arasında anlaşma yapılmış bu anlaşma gereğince İshaklı İslam Ülkesi içinde kalmıştır. 732 yılında Bizanslılarla Emevi Halifesi Hişam zamanında Misin Valisi Abdullah Bedal, sahabeden Abdülvehhap Gazi yerine orduları ile Anadolu‘ya girdiler. 2. defa olarak İshaklı İslam ülkesi‘ne karıştı. Bu savaşta Abdülvahhap Gazi şehit düştü. Kabri ise Akşehir‘dedir.


Daha sonra, Alparslan Türk Hükümdarı olunca ordularını batıya gönderdi. Türkmen Beyleri, Anadolu‘nun içlerine kadar gelerek çeşitli yönlerden akınlar yaptılar. Akıncı Başı Bekçi oğlu Emir Afşin Türkmen yiğitlerini alıp Çukurova üzerinden 1068 yılında Toros Dağları‘nı geçerek Orta Anadolu‘ya girmişlerdir. Bu birlik; Adana, Konya Ipsos‘u da Bizanslardan alıp Bolvadin üzerinden Emirdağı ve Eskişehir Yolu‘nu tutmuş. Bu haberi alan Bizans Kralı ordusuyla yürüyerek Türk Ordusu‘nu ve Afşin Beyi Emirdağı Ovası‘nda karşıladı. Burada çarpışma sonucu kuvvetler geri yerlerine çekildi. Bu toprakları Türkler Haçlı Seferlerine kadar idare etmişler Haçlı Seferlerinin zoru ile yavaş yavaş geri içerlere çekilmek zorunda kalınmıştır.

1096 yılında Kılıç Arslan halkı haçlı ordusuna kırdırmamak için geri çekti. İkinci defa 1100 yılında JandokasVa Aleksi Kommenenin saldırısına uğradı. 1102 de 260.000 Haçlı Ordusu Anadolu‘ya girmiş, Kılıç Arslan ustalıklı savaşı ile bu mevcut 100.000 askerle İpsos ve Akşehir’e girebilmiştir. Akşehir‘den geri dönmek zorunda kalmışlardır. 4 üncü Haçlı Ordusu 1103 yılında İshaklı’yı tekrar işgal etmiştir.


Kılıç Arslan 1107 de Habur nehrini geçerken suda boğulup ölmüş yerine oğlu Melikşah geçmiştir. Bizans Kralı Aleksi Kommen idi. Anadolu ‘da yerleşen Melikşah ‘ı çıkarmak için Aleksi, büyük bir ordu gönderdi. Eskişehir, Emirdağı, Bolvadin yoluyla İshaklı ‘ya gelmekte olan Bizans Ordusu ‘nu Emir Menkül kuvvetleriyle Bolvadin Çay arasındaki ovada karşıladı. Akşama kadar savaş oldu. Ertesi günü Sultan Melik Ordusu da yetişti. İki Türk Kuvveti arasında sıkıştırılan Bizans Ordusu akşama kadar savaş yaptı. Gece




karanlığından yararlanan Bizans Ordusu geri çekilmeyi başardı. Sultan Ordusu askerlerini şimdiki Sultan Dağı‘nın eteklerine çekti. Emir Menkül de ordusunu Emirdağı‘na çekti. O günden sonra; Sultan‘ın yerleştiği dağ Sultandağı, Emir‘in yerleştiği dağ Emirdağı olarak kaldı. İşte bu iki ilçemizin adlarını oradan almış oldular.


Akşam geri çekilmeleri üzerine kati yenileceğini anlayan Bizans Kralı, Çobanlar istikametinden Afyon üzerinden çekildi. Melikşah, sabah düşman ordusunun kaçtığını duyunca galip durumda olduğunu bildiği halde düşmanın arkasını takip için ne kuvvet gönderdi ne de teşebbüse geçti. Bizans Ordusuyla sulh yapma yollarını aradığını duyan Türkmen Beyleri çok üzüldüler. Konya‘da Melikşah‘ın kardeşini hükümdar ilan edip Melikşah‘ı da tahttan indirmek için büyük bir kuvvet gönderdiler. Sultan Mesut tahta çıkınca ordunun başında Melikşah‘ın üzerine yürüdü. İki ordu İshaklı ile Çay arasında karşılaştılar. Ordusu Melikşah‘ı terk edip Sultan Mesut‘u tuttu. Melikşah esir alınıp İshaklı‘daki Tiganyon Kalesi‘ne hapsedildi. Yukarıda da bahsi geçtiği gibi Tiganyon Kalesi‘nin Frigyalılar‘dan kaldığı sanılmaktadır. Şimdiki Kervansaray‘ın giriş kapısında Frigler zamanından kalma olduğuna dair çeşitli işaret ve yazılı taşlar vardır.


Melikşah‘la kardeşi Sultan Mesut‘un savaşının tarihi 1116 ‘dır. Mesut padişah olunca boş durmadı batıya yürüdü. Ege Denizi‘ne kadar olan yerleri aldı. Bu durumu duyan Roma Papazı, Avrupa Devletleri‘ni yine Türkler aleyhine kışkırttı. Son Haçlı Orduları‘nın başına Alman İmparatoru geçti ve Anadolu‘ya Boğazlar‘dan Bizanslılar‘ın yardımıyla geçerek Türkler üzerine yürüdü. 1192 tarihinde bu devirde padişah yetkilisi ve Türk Orduları‘nın Kumandanı Kılıç Arslan‘ın oğlu Kudbeddin bulunuyordu. Son olarak İshaklı‘dan geçen düşman ordusu fazla dayanamayıp az bir kuvvetle geri çekilir. Tekrar ve kesin olarak İshaklı, Türk Ülkesi içine girer.

İşte İshaklı; böyle tarihi devirlerin ve zamanın ordularının harp sahnesi olur. Haçlı Savaşları son bulup Orta Anadolu‘da Selçuklu Türkleri kuvvetlenince İshaklı altın devrini yaşamıştır. Batıya ve kuzey batıya giden yollar İshaklı‘dan geçtiği için Selçuklu Veziri Fahrettin Bin Ali Razi buranın çok değerli bir yer olduğunu belirtmek amacıyla Hicri 647 yılında İshaklı‘ya büyük bir kervansaray yaptırmıştır. Sonra da; medrese, aşevi ve buranın masrafını karşılayacak büyük bir gelir kaynağı vakıf da bırakmıştır.


İSHAKLI İSMİNİN İKİNCİ BİR RİVAYETE GÖRE ANILIŞ SEBEBİ: Sultan Mesut padişah olup Melikşah‘ın yerine geçtikten sonra buraya ünlü kumandanlardan İshak isminde bir Türk beyini uçbeyi ve ahalinin emiri olarak tayin eder. Bu İshak Bey de boş durmayıp İshaklı‘yı imar eder, yiğitlik, cömertlik ve adaletiyle kendini yakın zamanda çevreye tanıtır. İşte bunun unutulmaması için ismine izafeten İshaklı adı verilir. Sağlığında yapmış olduğu vasiyeti üzerine Çarşı Camisi‘nin güneyine defnedilir. Başına bir türbe yaptırılır. Adı da İshak Dede olarak halk tarafından tanınmaktadır.

İshaklı; Türkler eline geçtiğinden Cumhuriyet devri iller sınırı bölümüne kadar Akşehir İlçesi‘ne ve dolayısıyla Konya İli‘ne bağlı olarak kalmıştır. Altın çağı yaşayan İshaklı, Selçuklu İmparatorluğu‘nun yıkılma tarihi olan 1308 yılına kadar Konya‘ya bağlı kaldı.

Selçuklu Devleti yıkılına, on kadar beyliklere ayrılan Anadolu Türkleri, hem zayıf düştü hem de çok yaşamadı. Bu beyliklerden en büyük ve kuvvetlisi Karaman Beyliği olup Fatih Sultan Mehmet Han devrine kadar yaşamış, Fatih Sultan Mehmet kesin olarak Karaman Beyliği‘ni ortadan kaldırınca İshaklı da Osmanlı Toprakları içine girmiştir.

Karaman Beyi, Gölhisar‘da yalnız otururken bir düşman tarafından şehit edilir. Cesedi Ermenek‘e getirilir. Başsız kalan Karaman Beyliği ileri gelenleri ile iki oğlu Bulgur Dağı‘na çekilir. Böylece beylik uzaktan idare edilir. O zamanlarda Anadolu‘yu Moğollar istila etmiştir. Önlerine kuvvetli bir mani çıkmayınca Moğol Beyleri‘nden Devlet Şah, İshaklı‘yı Hacı Bahaettin‘e verdi. Bu geçen zaman zarfında Karaman Bey‘in oğlu büyüdü (Mehmet Bey). Başsız kalan Karaman tahtına oturdu. Kısa zamanda tutunarak kuvvetli bir ordu edinip



babasının intikamını almak için zayıf düşen Selçuklu Hükümdarı ile harp edip onu esir aldı ve hapsetti. Bu tarihlerde Mevlana Hazretleri de sağdı. Başsız kalan Selçuklu İmparatorluğu‘na kısa bir zaman da olsa padişahlık yaptı. Mehmet Bey oğlu Cimri‘yi Konya‘ya bırakarak kendisi ordusu ile birlikte batıya yürüdü. Moğol Beyleri‘nden Halil Bey‘i Akşehir‘de ziyaret etti. Onunla anlaştı, kendisi de Sultan‘ın yeri olan İshaklı‘ya gitti. İshaklı da birkaç gün misafir kaldı, geri döndü. Bu ziyaret sonu Moğollar Mehmet Bey‘e hak tanıdı. Mehmet Bey şimdiki minareyi ve yanındaki camiyi bir de medrese yaptırıp İshaklı‘yı imar etti. Böylelikle tekrar İshaklı‘ya sahip oldu. Karamanoğulları‘na ait olan bu bilgiler Şikari ‘nin tarihinden alınmıştır.


1381 de Osmanlı Hükümdarı 1.Murad kızı ile Karamanoğulları‘ndan Sultan Alaaddin‘in evlenmesi ile Karamanlılar‘la Osmanlılar arasında akrabalık başladı. Karamanoğlu Mehmet‘in Osman Toprağı‘na tekrar saldırması üzerine aralarında yine harp başlar. Sonuç olarak Germiyan Ülkesi'ni de kurtarır. Mehmet I zamanında da rahat durmayan Karaman Hükümdarı yerlerini geri almak için tekrar Osmanlılar‘a saldırır. Mehmet I eniştesini fazla incitmek istemediği için sulh yolu ile aralarındaki gerginliği giderir. Bu anlaşma Fatih Sultan Mehmet‘e kadar sürer. Fakat yine rahat durmayınca Karamanlılar, Osmanlılar‘la son olarak 1466 ‘da Fatih Sultan Mehmet tarafından ortadan kaldırılır.

İshaklı o zamandan Tanzimat devrine kadar Akşehir Sancağı‘na bağlı bir kaza olarak kalır. Tanzimattan sonra Karahisar Sahib'e (Afyon) ve Bolvadin ilçesine bağlanarak Nahiye Merkezi olmuş. 1959 da İshaklı, Çiftlik ile birleştirilerek Sultandağı adıyla ilçe yapılmıştır.



Av. Ömer Faruk Aksoy-Sultandağı

 
 
 

Comments


©2021, Hasan Parlar tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page