UZUN SAÇ, İSPANYOL PAÇA:
- Hasan Parlar
- 8 Şub 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Haz 2021
UZUN SAÇ, İSPANYOL PAÇA:
Taşköprü’de köy odası olarak kullanılan odalar vardı. Benim bildiğim; Daha çok muhtarlık yapan kişilerin evlerinde vardı. Topalların Hilmi Berberler’in dış avluda eski okul tarafında; Taliplerin Ali’nin dış avluda, önü sundurmalı bir göz oda vardı, Salih Parlar (Hoca) muhtarken kullanılıyordu. Benim çocukluğumda köye gelen kalaycı bu odada kalırdı, köylünün kalaylanacak kap, kacaklarını sundurmasında kurduğu körük ile kalaylıyordu. Ayrıca yolda kalanlar, bir ara göl çekilince tarla sürmeye gelen Toklucak’lılar, düğün dernek zamanı yatılı misafirler içinde kullanılıyordu.
Kimler kalmadı ki o odada; Azem Somuncular’ın aşağıda ki ev suda kalınca, yeni evleri yapılırken çoluk çocuk kalmışlar, o sırada çocukların da bir boğmaca salgını da varmış.
Şaban Kula, Adem Kula kardeşler de Salihliden göç ile geri döndüklerinde, evleri yapılıncaya kadar yine burada barınmışlardı.
Taşköprü de değirmeni kuran Hasan (Özkaraman) Usta ve Fatma hala da, o zamanlar bu odada kalmışlardı. (Hasan Usta Karamustafalar sülalesinden Çakır İsmail’in oğludur. Kardeşleri Bilal ve Osman Kayseriye yerleşmiştir. (Osman, Mehmet Emin Adanur’un anne tarafından dedesi), Kız kardeşleri Emzade (Koca Şükrünün eşi), Emine (Mehmet Tufal’in eşi) ve Fatma (Balcı Raşit’in eşi)).
Çakır İsmail’in Doyranlar köyünde de yel değirmenleri vardır. Değirmencilik işlerini bilmektedir. Göçten sonra Taşköprüde su ve akarçay var diye duyarlar ve değirmen kurmak için keşfe gelirler. Ancak bu su, değirmen kurmak için uygun değildir, rüzgar da olmayınca diesel motorlu yapmaya karar verirler. Ahmet (Aşkın) Usta ile ortak olarak Hasan Usta kurar. Sonra çalışmaya başlayınca kendisi İstanbula yerleşir, değirmeni Ahmet Usta çalıştırarak zaman içinde üzerine alır. Değirmen bu bölgede çok tutulur ve sonbahar, kış döneminde at arabaları, öküz arabaları ve tek tük traktörler sırada beklerlerdi, kesintisiz yirmi dört saat çalışırdı. Kile hesabı (kile=100 litre) belli bir oran üzerinden buğday karşılığı öğütülürdü.
Sonraları bu oda, delikanlı çağına gelen ailedeki erkek çocuklar için, yaz aylarında genç odası olarak kullanılmıştı. Önce İsmail (Parlar) Öğretmen Okulunda okurken, daha sonra Musa (Parlar), bir dönem sonrada Hasan (Parlar) ve gündüzlerimiz de Hasan (Somuncular-Murat’ın Hasan) ile yaz döneminde kullandığımız odaydı. (Hayatta kafa dengi, aklı başında bir arkadaşın olması ne büyük bir şans). Bizden sonra da Mustafa (Parlar) ve arkadaşları kullanmışlardı.
Bizim delikanlılık dönemimizde, gençlerde uzun saç, pantalonlar da İspanyol paça modaydı. Uzun saç konusunda büyüklerle tartışmalar çıkardı. Bazı ailelerde daha sert, bazılarında daha hoşgörülü karşılanırdı. Yaşlılar, uzun saç bırakanlara bazen nasihat eder bazen laf çarparlardı. Ananız gibi saç bırakacağınıza, babanız gibi bıyık, sakal bırakın diyenler, Ne bu halin karı gibi diyenler, ana- babamıza şikayet edenler…
Bu furya sırasında, Mustafa Parlar, Kemal Aşkın, Osman Çoban (Güllü) gençlik hali saçlarını modaya uyarak uzatmışlardı. Bu tepkilere bakarak ve eksantrik bir hareket olarak saçlarını sıfır numaraya vurdurmaya karar verirler. Harun (Kıldı) Emmi’den manuel saç traş makinasını alırlar. (Harun Emmi’ye de babası Yusuf Amca’dan kalmıştı. Yusuf Kıldı köyün dişçisi, berberi, kasabı, celeplik gibi işleri onun elinden gelirdi) Bekar odasının önünde birbirlerini sıfır numara traş edecekler. Gırgır şamata ile önce Kemal’in saçları keserler, sonra Osman’ın. Bu arada Mustafa saklanır, haydii bu oyun bozanlık yapılır mı şimdi… Fellik fellik kimselere görünmeden aramaya çalışırlar.’’ Ne oldu len ‘’ diye çıkar ortaya, onu da traş ederler sıfır numara…
Doğru köy kahvesine (Adem Kula’nın) giderler, Üç kabak kafalı’yı gören birkaç çocuk peşlerine düşer. Kahvede köyün ileri gelenleri akşam haberleri için televizyona dönmüşler haber izleyecekler. Üçü birden pencereye yanaşırlar, içerde bakışlar pencereye yönelir.’’Ooo koçlar maşallah, kim bunlar yaa...gelin hele içeriye…’’ Haberler unutulur, Yörük Mehmet (Gencer), Çolak İbrahim (Sağdıç), Çolak Halil (Sandıklı), Tepeli Halil (Bellek), Ali Osman (Doyran) ve birkaç kişi daha vardır.
İçeriye girerler, Yörük Mehmet ‘’Adem aga, koç’lara benden birer çay ver, maşallah… erkek adam bunlar yaa...ne öyle uzun saç’’ bu anlamda sözlerle gençleri dolduruşa getirir…
Ek’ te verilen resim de, koç’lar la birlikte bende tesadüfen o sırada orada bulunmuşum.
Her dönemin kendi dinamikleri, yakışanı, göreneği, modası, teknolojik imkanları var. Şimdi hepsinin saçlar ak’laştı, döküldü…Her şey zamanında güzel, çocuklarınıza, torunlarınıza sitem etmeden önce biraz kendinizin zamanını düşünerek, daha hoşgörülü yaklaşmak en güzeli…

Comments