SEKA İZMİT FABRİKASI:
- Hasan Parlar
- 9 Şub 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 Oca 2022
SEKA IZMIT FABRIKASI: Boğazından Seka ekmeği geçmeyen İzmitli var mıdır acaba? İzmit'in çocukları Seka Kağıt İşletmelerinde çalışan anaların, babaların ekmeği ile büyümedi mi? Bu fotoğrafta mesai bitiminde fabrikadan çıkan işçiler görülmekte. Aramızdan ayrına tüm Sekalıları saygı ve rahmetle anıyorum. Tarih. 1970
Sabah mesai başlamadan önce SEKA cami önü seyyar esnaflar ile bayram yeri gibi, kiminde poğoça, kiminde kıymalı, peynirli börek, kiminde kürt böreği, kiminde sıcak süt, biraz ileride başka tezgah çorap, iç çamaşırı, tırnak makası, tarak, el feneri ne ararsan var, bakmışsın meyva satan gelmiş, hepsi rızkını bereketini bekliyor.
Büfede sabah erken kuyruk var gazete bayi önünde, Hasan Çınar ter içinde kalmış gazete sigara yetiştirmeye çalışıyor. Cami altında bulunan çay ocağı tıka basa dolu, böreğini alan sıcak çayını yudumluyor, cami altında lokanta dolu, sıcak çorbasını içenler. Bu görüntü cümle kapıya yakın mesafeye kadar devam edip gidiyor. Akşam, 16.00 çıkışı meyva, sebze satan, balık satan esnaf, gece 00.00 iş çıkışı cümle kapı önünde şehir içi minibüsleri, belde belediye otobüsleri hepsi ayrı yerlere gidecek. SEKA sadece çalışanların ekmek kapısı değil idi, seyyar esnafın, köylünün, nakliyecisinin, toptancısının, üreticisinden, tüketicisine kadar binlerce insanın ekmek teknesi, eğitim yuvası, sosyal faaliyetleri ile izmiti İzmit yapan bir kurum idi. Fotoğraf cümle kapı dışı olduğu için, biraz olsun cümle kapının dışını hatırlamak, hatırlatmak istedim.İzmit Seka’dan kimlerin yolu geçmemiş ki!
Bir biçimde dolaylı dolaysız boğazından Seka’nın ekmeği geçmeyen azdır.
Onun olanakları: Seka Kağıt Fabrikaları, Seka Klor Alkali Fab, Sinema, Kreş, Kooperatif, Cami altı sokak kahveleri, Seka Girişi Börekçiler, Seka Büfesi, Seka Sümer Camii, Seka Sümer İlkokulu, Fevziye Parkı, Sümer Çeşmesi, Seka İtfaiyesi, Seka Futbol Klubü, Seka Memur ve İşçi Lojmanları, Seka Oteli - Sosyal Tesisleri, Seka Kampı, Seka Alanı içinde Yenidoğan SSK Hastanesi, Seka Alanı içinde Mannessmann Sümerbank Boru TAŞ, Seka Alanı içinde Çocuk Esirgeme Kurumu - İzmit Öğretmenevi, Seka Alanı içinde Mehmet Ali Kağıtçı Stadı - Atatürk Kapalı Spor Salonu - İzmit İlk Sanayi Fuarı, Seka Çırak Okulu. Türkiyenin diğer Kağıt fabrikalarının temelini oluşturur, SEKA Dalaman, Çay- Afyon, Balıkesir, Bolu, Çaycuma-Zonguldak, Kastamonu, Karacasu-Aydın, Akkuş-Ordu, Aksu- Giresun, Taşucu-Silifke-Mersin ve Şaphane- Kütahya Alüminyum Sülfat fabrikaları vardı. Izmit te, yararlanmayan çok az kişi olmuştur Seka ülke çapında yok edilene dek...
Şehir içinde hemen hemen her yere onlarca “sekapark” “sekapark’a gider” tabelaları asılmış sanki tüm yollar oraya çıkıyormuş gibi. ama yok, çıkmıyor işte, Park varsa da SEKA'sı yok...yok.
1937 yılında SEKA izmit’te açılır. Doğru dürüst elektrik, su dağıtımı olmayan, itfaiye teşkilatı olmayan Izmit bu hizmetlere SEKA sayesinde kavuşmuştur. Seka tiyatrosu, sineması, kağıt spor kulübü gibi oluşumlarla kenti çağdaşlaştıran SEKA’dır.
Masal anlatıyorlar, ömrünü tamamlamıştı diye, hiç yatırım yapmazsan herşey gibi burasıda eskiyecektir. Ekonomik olarak yenilemek mümkündü, Kapatıldığında hiç bir makinası hurdaya ayrılmadı, hurda fiyatına birileri satın aldı, hala parça parça yurt ıçinde, yurt dışında çalışıyor. Endüstride, mekanik aksamda modernizasyonda gelişme fazla değildir, Otomasyon ve elektrik kısımları modernize edilerek yıllarca çalışabilirdi.
Çalışmadan kart basanlar, parazit torpilli siyasi çalışanlar vardı diyenler çıkıyor. Bu idari bir kararla çok kolay düzeltilebilecek bir konuydu. Park, Müze yapacak eski makina ve yer, her zaman bulabilirdik.
Kapatmak, yıkmak kolay, SEKA' yı kapatan, yıkan, peşkeş çeken zihniyete lanet olsun, buna çanak tutanlar, bu zihniyeti seçenler, destekleyenler vicdanen bundan sorumlusunuz.
''Gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen Iki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Hadi gel yapalım geri şunu desen Bir Sinan, birde Süleyman gerek"
(Mehmet Akif Ersoy)
Kapandığından beridir her yıl 250 milyon dolarlık kağıt ürünü ithal ediyormuşuz.
Şimdi, okullar açılacak, defter kitap fiyatları dolara endekslenmiş, aile bütçelerini sarsıyor, kitap bastırmak isteyenler kağıt bulamıyor, keza günlük gazeteler. Bu memlekette yaşamasam, hakettiniz, size müstehak diyececeğim nerdeyse…Kısmen kağıt yapan özel sektör varsa da, ham madde selülozda tamamen dışa bağımlı hale geldik. ****** (Hüseyin Erol-Erkan Kiraz-Mehmet Yıldızhan) yazı ve yorumlarından Hasan Parlar tarafından düzenlenmiştir.

Comments