top of page

PAZARKAYA KÖYÜ:

Güncelleme tarihi: 8 Haz 2024




PAZARKAYA KÖYÜ:

Balkanlardan başlayıp Akşehir’de son bulan göçün 1914 yılına kadar olan kısmı pek bilinmemektedir. Akşehir’e doğru yol alan kafilenin birçok yere konduğu ve göçtüğü bilinmekle birlikte bu yerler hakkında bilgi yoktur.

Köye ilk gelen kafile genelde Bulgaristan’ın Razgrad kazası Demirciler (Bulgarca: Jelezkovetsş Kiril; Железковец) köyündendir. Akşehir’e gelen ilk kafile şu anda Pazarkaya Çiftliğinin Kurulu bulunduğu alandaki Taşlı Angaç mevkiine konaklar. Fakat su olmaması nedeni ile Mevlütlü köyü yakınındaki Hayrat mevkiindeki çeşmenin başına taşınılır. Daha sonra buradan da göç kararı verilir. Devlet şimdiki yerleşim yerine yerleşmelerine izin verir. İskan Müdürü buraya bir isim bulunması gerektiğini söylediğinde, bir isim aranır. Şu anda taş ocağı olarak işletilen Kaya’nın isminin konulması uygun bulunur.

Nasreddin Hoca fıkralarında da adı geçen bu Kaya’nın adı Pazar Kaya’sıdır. Buranın Eber ve Akşehir Göllerinin birleşik ve büyük olduğu çağlarda göl çevresindeki köylerin pazar yeri olduğu tahmin edilmektedir. Hatta bu Kaya’da gemi halatlarının bağlandığı halkaların ve suya inen bir yolunun bulunduğu söylenir. Bu Kayanın ismine dayanılarak köyün adı Pazarkaya olarak onaylanır ve göç burada noktalanır.

İlk yerleşim yerine barınak olarak zemlik ve kötü gömme tabir edilen barınaklar yapılır. Bu barınaklar toprak bir metre kadar kazılarak üzeri sazlarla (kamış) kapatılarak yapılır.

İlk gelenlerin yedi hane oldukları söylenir. Bunlardan bazıları 1936 yılına kadar farklı yerlere göç etse de tekrar gelirler. İlk yerleşenlerin bir kısmı Menlik (Çöğürlü), Erdoğdu gibi köylere giderler.

İlk yerleşenleri şöyle sıralayabiliriz.

1-Mehmet Oğlu Süleyman; bu ailenin oğullarından Hamdi ÖZDEMİR’e bağlı sülaleler devam etmektedir. Öbür oğul Şakir ise han işletmeciliği yapmıştır. Zehirlenerek ölmüştür.

2-Mustafa Ağa; bu sülale Gültekinler soyadıyla, oğulları İbrahim, Akif ve Ahmet’den sonra torunları yoluyla devam etmektedir.

3-Osman Ağa; Soyadları Acabay olarak devam etmektedir.

4-Gavaz İbrahim; Aytekin soyadı ile devam etmektedir. Oğlu Ahmet Aytekin muhtarlıkta yapmıştır.

5-Topal Osman; oğulları Ahmet Özkan (kel) ve Gabarka İbrahim vardır. Gabarka han işletmiş ve köyden Eskişehir’e göç etmiştir. Bu aileden köyde kimse kalmamıştır.

6-Duman Ailesi; bu ailenin Nuri ve İsmail adında iki oğlu vardır.

7- Müstecep Ağa; Yaşar soyadı ile devam eden ailenin köyde bir hanesi vardır.

Bu yedi ailenin dışında daha sonra yerleşen bazı ailelerin de bulunduğu söylenir. Bunlar;

8- Ahmet Ağalar; Maden soyadı ile devam etmektedir. Ahmet, Hüseyin, Mehmet ve Hasan adlı oğulları vardır.

9-Mümin Ağa; Soyu kızı tarafından Turan soyadı ile devam etmektedir.

10-Ukaşe ve Kardeşleri; Şaban Şumlu

11-Musa Ağa; Karadayı olarak anılır. Soyu Karadeniz soyadı olarak devam etmektedir.

12-Arabacı Hakkı; soyu Arabacı soyadı ile devam etmektedir. Osman adında oğlu vardır.

13-Tevfik Pehlivan;

14-Arap Hasan; soyu Yüksel soyadı ile devam etmektedir.

15-Kopuk; soyu Kahraman soyadı ile devam etmektedir.

16-Çukuş Mehmet; soyu Yenilmez soyadı ile devam etmektedir.

17-Tülü Mehmet; soyu Değirmenci soyadı ile devam etmektedir.

18-Düvenciler; soyu Eriş soyadı ile devam etmektedir.

19-Mürsel Ağa; soyu Köse soyadı ile devam etmektedir.

20- Çiftlikli Mehmet; soyu Erdoğan soyadı ile devam etmektedir.

Yukarıda sıralanan bu aileler 1936 yılına kadar köye gelmişler ve iskan almışlardır.

Yerleşim başlayınca kerpiç yapımı için fıçılarla Ortaköy’den ve Hayrat’tan su getirilmiş, gölden su olmadığı için su getirilmediği söylenmektedir. (Bizzat İbrahim Gültekin’den gölün tamamen kuruduğunu duydum. 1933-1935 yıllarında kurumuştur.)

Yaşam için su gerekmektedir. Ve kuyu kazımına başlanır. Köyün kuzeyinde göle doğru olan yer seçilir. Bu kuyu kazılırken Hayrat’lı Numan isminde kişi 1 sarı lira verir.Ve bu kuyunun adı Numan Kuyusu olur. 35 metrede su çıkarılır. Fakat su tuzludur. Hayvanlar için yararlıdır fakat insanlar içemez. İçme suyu Ortaköy ve Hayrat’tan taşınmaya devam edilir.

Kerpiç kesimi yapılırken köyün ortasında bir çukur oluşur. Bu çukurda toplanan su gölcük oluşturur. 1960 yılına kadar bu gölcük hayvanların su ihtiyacını ve çamaşır suyunu karşılar. Burası “koca gölcük” veya “Nizamların Gölcük” olarak bilinir.

Bu gölcüğün etrafında zemliklerde (ev) yaşayan ve Tuzlukçu’ ya bağlı bir mezra oluşur. Fakat Balkanların serin havasına alışık halkı sıcak ve sıtma bitirir. Çok ölü verilir. Yeni gelenlerin büyük bölümü iklim şartlarını beğenmezler, yeni yerler aramaya giderler.

Kışın tezek ve yavşan kökü yakarlar. Sazak( kamış) ev yapımında kullanıldığı için kıymetlidir, yakamazlar. Isınma aracı olarak camal denilen toprak soba kullanılır.

1916 yıllarında (kesin olmamakla birlikte) cami yapımına başlanır. Kerpiçten yapılan camide asker kaçakları çalışır. Cami yapımı sırasında çıkan kavgada Özdemir’lerin dedesi öldürülür. Caminin üstü kamıştan yapılmıştır. Yan tarafında minare yerine ağaç bir çakma vardır. Bu caminin çatısı 1980’li yıllarda kiremit yapılmış ve halen kullanılmaktadır. Caminin avlusuna daha sonra muhtarlık odası ve köy odası da yapılmıştır. Muhtarlık binası 1964 yılında yeni binaya taşınmıştır.

1930’lara gelindiğinde kopuk, bir kuyu kazdırır. Onun suyu da tuzludur. Satılmış’ın bağdada bir kuyu vardır.

Bu zaman içerisinde köyde yaşayanların diğer akrabalarını köye çağırdıkları bilinmektedir. Ama bunu nasıl sağladıkları meçhuldür.

Bu arada köyün buraya kurulmasını istemeyenler de vardır. Mahsullere zarar verilmektedir. Köyün kalabalıklaşması gerekmektedir. Tanıdıklara haber verilir, yeni göç başlar.

Bu bölümdede 1935-1950 yıları arasını inceleyelim. Bu tarihlerde gelenlerin bir kısmı yine Razgrat kazasının Demirci Köyü’ndendir ve daha öncekilerin akrabalarıdır. Bunlar,

1-Çakarlar; Ali, Salih ve Ömer Kardeşler

2-Muratoğulları; Mustafa oğlu İsmail, Hasan ve Hüseyin,

3-Kırcalılar; Rahim Demir sülalesi.

4-Abuzer Demci,

5-Dominacı

6-Şemsit Akgüneş

7-Ragıp Kahyaoğulları,

8-Hüseyin Andıç (Yeşilkuş)

Diğer gelenler ise Şumnu ili Eski Cuma (Targovishte) İlçesi Tırnavusa (Turnaovası) köyünden gelenlerdir. Bunları’da şöyle sıralayabiliriz.

9-Pehlivanoğulları; Süleyman Kaya’nın çocukları, Ahmet Özkan, Arif Taylan, Bayram Ali Kaya(Pehlivan) Sabri Kaya(Küçük Ağa)

10-Hüsmenoğulları; Hasan Öney ve Damat Muharrem.

11-Hacı Kerimlerden İbrahim Çakır, Kerim Opak,

12-Berberoğullarından Hüzeyin Özkal

13-Hamzaoğullarından…..

14-İbrahim Orbay ‘ın çocukları, Niyazi, Sabri , Hilmi,

15-Babayiğitler,

16-Nüfeller

Bu göçlerin başlamasının nedeni ise, İbrahim Orbay Bulgaristan’dan Türkiye’ye kaçınca buradan Tırnova’ya bir mektup yazarak oradaki yakınlarını Akşehir’e çağırır. Onlarda katarla Varna’ya, Varna’dan gemi ile İstanbul’a oradan da trenle Akşehir’e gelirler. 1950 yılına kadar Balkanlardan Akşehir’e değişik zamanlarda gelip gidenler varsa da bunlar hakkında kesin bir bilgi edinilememiştir. Bu süre içersin de yerleşim yeri mezra statüsünden köy statüsüne geçer.

1950 yılında büyük göç başlar. Köye bu göçte en fazla Tırnova (Veliko Tırnova) ilinin Yelene ilçesinin köyleri olan Arıklıöz, Hacı-Mahalle (Gorno-Haciyska(Горно-Хаcийска)), Sünnetçiler (Rezaç(Резач)), Çökmüşler, Kalaycılardan gelir. Bu köyler dağ köyü olup mezra şeklinde ve Balkan dağları üzerindedir. Gelenleri şöyle sıralayabiliriz.

1-Bozlar; AliOsman Önder (Recep, Yakup, Ahmet, Mehmet)

2-Yahya Oğulları ; Ahmet Uzun (sağır)

3-Tüfekçi Abdurrahman;

4-Bekiroğulları; Mustafa Bey; (Şaban Mehmet)

5-Velioğulları; A. Osman Demirci (Şerif, Salih)

6-Küçük Ahmetler İsmail Saraç (Ahmet, Mustafa)

7-Mehmet Ağalar; Yusuf Tınaz, (Ali, Osman ve Mustafa)

8-Mehmet Kovancı– Abdurrahman Süleyman

9-Hüseyin Gür; Muzaffer, Recep

10-Hasan Gür; Kazım,

11-Ahmet Gür; Üzeyir

12-Martinler; Adem Ürkmez, İsmail, Mehmet, Hasan

13-Hatipoğulları; Süleyman Doruklu Ahmet,

14-Ali Doruklu (Zühtü)

15-Yakupoğulları; Ahmet Kahraman, Ali Dülger (Niyazi, Kazım, Zühtü) Şaban Kahraman(Yusuf, Ali)

16-Kahyaoğulları; Süleyman Aslan (Kocakuşaklı) (Ali Osman, Nazif, Kadir) Ahmet Gülistan(Koca)

17-Ömeroğulları; Ahmet Delil(Kazım, Nazif, İbrahim) Mehmet Yumurtacı( Ali Osman )

18-Çömüş Ayşe;

19-Nayloncu Ahmet Yılmaz (Mustafa Cemil, Fikret)

20-Demirciler; Nalbant Recep Tarakçıoğlu (Nurettin, İsmail), Mehmet Tarakçıoğlu (Koca)

21-Dandini Mustafa; (İbrahim….)

22-Mizraklar Abdurrahman Çalışkan, (Hasan Hüseyin, Abdullah Durmaz (Recep, Şaban)

Yakup Durmaz(kara) (Ahmet İbrahim, Mehmet)

23-Tahir Hocalar (Mustafa, Yusuf, Ali)

24-Karamollalar(Ahmet Süvari, Ahmet Şakir)

Bu göçle Eski Cuma (Targovishte)-Tırnavusa (Turna ovası)’dan;

1- Ahmet Tokta (Mehmet, Mustafa, İbrahim) Ahmet Yavuz (Hasan, Barış )Ali Sırmalı ( Ahmet, Mehmet) İbrahim Çakır, Hüseyin Doğru (Mehmet, Kadir)

2-Köse Aydınlı(Şumnu’dan) Seyfullah Şahin; İsmail, Mustafa

3-Kuyucu İbrahim Tulum; Mehmet, Hatip

4-Çavuş Köylü Hasan Öz; Mehmet (1939 öncesi Türkiye'ye gelmişlerdir. 1950 de Pazarkaya'ya gelmişlerdir)

5-Ömer Köse(aşık); Sedat

Yeni gelen göçle köyün ihtiyaçları da büyür. Yeni mahalleye ve okul yanına iki kuyu daha açılır ama ikisi de yine tuzludur. Şemsidin çukurdaki kuyu, Kadir Doğru düşüp ölünce kapatılır. Tuzlukçu sınırında bağlar mevkiinde tatlı su bulunur. Su azdır ama yine de ihtiyacı karşılar. Hacı Arif bir kuyu daha açtırır ama o da tuzlu çıkar.

Köye yeni bir cami daha yapılır. Taştan inşa edilen caminin ustaları Ali Dülger (…) ve Ali Osman Demirci’dir(usta). Kuyu Ustası Kamber (Kurt) Usta (oğlu Hasan Kurt) köydeki kuyuların taşlarını döşemiştir.

İlkokul 1953 yılında açılır.

1959 yılında Subatan Köyünden künk borularla içme suyu getirilir. Yeni Mahalle çeşmesinin taşında;

Göçmen olup geldim ana vatana Devlet su getirmiş iç kana kana Şifadır taşıyan cana – 1960, yazmaktadır.

Bu sular 1980 yılına kadar hizmet verir. Bu Yıldan sonra Karabulut’tan su getirilir ve köy şebeke suyuna bağlanır. Köyümüze elektrik getirme çalışmaları 1975 yılında başladı. Köyün gençleri de direk kuyusu açma işinde bizzat çalışarak çay ve sigara parası çıkardılar..1976 yılında elektiriğe kavuştuk..

Telefon 1980yılında geldi.

1950 yılında göç edenlerin bir kısmı da Bulgaristan’ın Hacıoğlu Pazarcık ili Yesirce Köyü’nden (Enevo(Енево)) gelir. Bunları şöyle sıralayabiliriz.

1-AhmetHocalar(Çavuşoğlu);

2-Şükrü Eker; Rauf, Muhsin, H. İbrahim Demircan

3-Raşit Nazlı;

4-Mustafa Çolak;

5-Hayrullah Çavuş; Müstecep, İbrahim

6-Hüsnü Palaz;

7-M. EminÇevik

8-Hüsnü Günal

9-Abdullah Kurucu

10-Ali Kınay

11-Taşçı Mustafa: kardeşi Salim , kız kardeşi Nesibe ve kocası Ahmet kurt vardır. Daha sonra Akşehir’e göç etmişlerdir. (Geldikleri yer ise Tırnova’ya bağlı Sürgülü köyüdür köylerindede Sakalar sülalesi olarak anılmaktadırlar). Bahçıvan, Saka, Kurt soyadını almışlardır.

12-Kara Yakup: Tırnova’ya bağlı Sürgülü köylüdürler. 13-Düvenci Recep: Tırnova’ya bağlı Sürgülü köylüdürler

Köyün kurulduğu alan geçiş yollarının kesişim yeri gibidir. Yunak –Akşehir yolu üzerinde duraklama yeri olan köyde iki tane han vardır.

Gabarların Hanı fazla hizmet vermemesine rağmen, Şakir’in Hanı 1936 yılında kendisinin ölümünden sonra devam etmiştir. Arabaları ile Yunak yönünden gelen insanlar, motorlu taşıtlar çıkıncaya kadar hanlar yıkılınca köy odalarında konaklamışlardır.

1964 yılına kadar köy sürekli çoğalmış 200 haneye kadar çıkmıştır. Daha sonra göçler başlamıştır. Bu kalabalık zamanlarda 4 bakkal, 4 kahvehane, 2 berber, 2 nalbant, 1 terzi dükkanıyla ticari faaliyetler olmuştur.

Ek okul binasının yapılmasına, elektrik ve şebeke suyunun gelmesine rağmen 1980’lerdeköyden dışarıya başlayan göç durmamıştır.


Balkanlara Nasıl Gittik?

Birçoğumuz biliyoruz; Balkanlar’dan kaç yılında, ne şartlar altında ve nasıl döndük; ama hiç düşündünüz mü acaba biz Balkanlara nasıl gittik, ne için gönderildik, Türklüğümüz nereden geliyor? Ben bu konuyu atalarımın kim olduğunu merak ettiğim için araştırdım ve şu sonuçlara ulaştım; fakat bu sonuçlar tam olarak bir gerçekliğe dayanmamaktadır ve genellemelerden ibarettir.

14.yy. ın 2.yarısından itibaren Osmanlı İmparatorluğu Balkanlar’da hakimiyet kurmuştur; fakat bu bölgenin acilen Türkleştirilmesi gerekmektedir aksi taktirde Balkanlar’da isyanlar çıkacaktır ve Türkçe Balkan devletlerinde kullanılmayacaktır. Osmanlı İmparatorluğu bunu çok iyi bilmektedir. Balkanlara yerleştirilmek üzere Anadolu’da yaşayan, yerleşik düzene geçmemiş, devlete vergi vermeyen ve devleti çok fazla tanımayan yörükler seçilmiştir yani bu yörükler bizim atalarımızdır. Osmanlı İmparatorluğu bu yörükleri Balkanlar’a göndererek hem Balkanlar’ın Türkleşmesini sağlayacak hem de Anadolu’da yaşayan Türkler’i yerleşik düzene geçirecek, onlardan vergi alacaktır. 14. yy.ın sonlarına doğru bu Yörükler toplanmaya ve Balkanlar’a gönderilmeye başlanmıştır. Bu göçleri cazip hale getirmek için de toprak sahibi olmaları sağlanmış ve bu sayede de tekrar başıboş dolaşmaları engellenmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu amacına ulaşmıştır Yörük-Türkler Balkanlar’da 18.yy.a kadar yaşamıştır. 1877-1878 yılında ortaya çıkan Osmanlı-Rus savaşı ile Balkanlar’da Türkler’in zor günleri başlamıştır ve yavaş yavaş Anadolu’ya gitmek zorunda bırakılmaya başlanmışlardır. Balkan devletleri ilk olarak soylu ve zengin Türkler’i tehdit etmeye başlamış amacına ulaşmıştır. 1889 yılında ilk göç Trakya’ya yapılmış ve bundan sonraki dönemlerde de 1989 a kadar göçler devam etmiştir.


Pazarkaya Numune Çiftliği:

Hacı küçükler olarak gösterilen mevkideki Pazarkaya Numune Çiftliği, Akşehir-Yunak yolu üzerinde Pazarkaya köyüne yaklaşık 2 km ve Akşehir gölü kıyısındadır. İdari bakımdan Tuzlukçu ilçesine bağlıdır.

Kuruluşu 1920 lere dayanan çiftlik önce Türk-Avusturya-Macaristan ortaklığı anonim şirket tarafından işletilmiştir.1930’lu yılların başında yörede Hacı küçükler olarak anılan aileye intikal etmiştir. Yüzölçümü 7 Nisan 1975’e göre 15.638.659 dekardır.

(8-Mayıs-1926) günü Atatürk Akşehir’e gelmiştir (Akşehire 16. gelişi). Mustafa Kemal Paşayı karşılayanlar arasında Akşehirli iş adamı Hacı Küçük Mehmet Efendi de vardır. İstasyonun dış kısmında Mustafa Kemal Paşa ile birlikte oturan Hacı küçük Mehmet Efendi ticareti iyi bilen ve Akşehir Bankasının kurucularındandı. Mustafa Kemal Paşa Silifke de bir modern çiftlik kurma isteğini Hacı Küçük Efendiye açtı. O da 1920’li yıllarda kurulan Akşehir Yunak-Polatlı Ankara yolu üzerinde Pazarkaya ya 2km. uzaklıkta ve Akşehir Gölüne kıyısı bulunan Pazarkaya Numune Çiftliğinden bahsetti. Burası Macarlar tarafından kurulmuş ve Türk-Avusturya-Macaristan ortaklığı Anonim bir şirket tarafından işletilmekteydi. Modern tarım aletlerine sahipti. Çiftliğin yanında bulunan Pazarkaya köyü ahalisi Balkan ülkelerinden göç ederek gelmişti. Bunun üzerine Gazi Paşa bu çiftliği gezmeye karar verdi. Çiftliğe gitmek için Akşehir istasyonunda arabalar hazırlandı ve yola çıkıldı. Çiftliği gezen ve incelemeler yapan Mustafa Kemal Paşa yetkililerden bilgi aldı. Akşam üzeri arabalarla geri dönüldü. Mustafa Kemal Paşa yolda çiftliğin tamamen Türklerin olması isteğini Hacı Küçük Mehmet Efendiye söyledi ve hisselerin satın alınmasını tavsiye etti. Nitekim 1930’lu yıllarda Pazarkaya çiftliği tamamen Hacı Küçüklere geçti. Günümüzde Polatlılı bir aile tarafından işletilmektedir.

Ancak 1980’lerin başında Akşehir Gölünün taşması sonucu Pazarkaya Ovasına su altında kalmıştır. Akşehir tren istasyonu dahi sular altında kalmıştır. Bu esnada bölgede kadastro çalışmaları yapılmış, göl suları altındaki arazi de ölçülemediği için 9.115.671 dekar arazi tapulanabilmiştir. Bu tarihten sonra DSİ kanal/kanalet istimlakları nedeniyle 8.253.018 dekar olarak kesinleşmiştir. 6.522.988 dekar arazi de göl suları çoktan çekildiği için tapulanması beklenmektedir. Hukuki süreç devam etmektedir. Çiftlik arazisi dahilinde ki tarlalara toprak yollar ile ulaşılmaktadır.

Çiftliğin bulunduğu yer Pazarkaya Köyüne yakındır ve adını da bu köyden almaktadır. Çiftlik işletme durumu dahilinde mutfak, ahırlar, ağıl, yem depoları, hububat ambarları, makine hangarları, değirmen ve su kuyusu bulunmaktadır.

Çiftlikte büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığı ile hububat ve yem bitkileri ekimi yapılmaktadır. Ayrıca patates ve bağcılık için araştırmalar yapılmaktadır. Şu anda merinos cinsi yaklaşık 1.600 adet koyun bulunmaktadır. 200 adet büyük baş hayvancılık yapılabilecek tesis mevcuttur.

Çiftlikte 200.kw gücünde Trafo, 30.(m3/gün) kapasiteli Pazarkaya Köyü içme suyu boru hattı mevcuttur. Zirai sulama amaçlı 5 adet ruhsatlı kuyu bulunmaktadır. Bunların 3 adedi 25. lt/sn. su verebilecek kapasitededir. Bu kuyular elekrik hattı ve derin kuyu pompaları ile çalışmaktadır. 2005-2006 mevsimlerinde sulu ziraat yapılarak (yağmurlama ve damlama) sistemleri ile çiftlikte yonca, fiğ, slajlık mısır ve haşhaş yetiştirilmiştir. Halen çok yeni bir teknolojiye sahip bulutlama sistemi adı verilen yeni bir sulama sistemi kuruluş aşamasındadır.


Köyümüzün İlkleri

Köyde ilkokul 1953 yılında açıldı,

İlk öğretmen Ali ÇALIŞIR, Mehmet BAĞCI

İlk mezunlar1958 yılında Şukufe TOKBAŞ öğretmenden mezun olmuş..

Köye ilk su(köy çeşmelerine) 1959 yılında Subatan köyünden gelmiş. Elektrik1976 yılında gelmiş..

Köyden ilk yüksek tahsil olarak Sosyal sigortalarda müdür Şükrü ÖZDEMİR Saman Yapma makinesi 1962 yılında ilk defa köyde Haci Ahmet ÖZKAN tarafından alınmış.

İlk traktörü demir tekerlekli Kocatürk almış diye biliyorum daha sonra İngiltere’den yeni olarak Massey Ferguson traktörü SALİH KIRT getirdi diye biliyorum

Köyümüzün Ve Sitemizin Enleri

Köyün EN Kibarı : Hüseyin ÖNEY Köyün EN Resmisi : Şakir SÜVARİ. Köyün EN Selvi boylusu : İsmail ÇAKAR Köyün EN Komiği : Mehmet DOĞRU Köyün EN Orakçısı : Mehmet DEMİRALP(HAŞLAK) Köyün EN BALIKÇISI : Ali Bey Köyün EN Şoförü : İsmet SIRMALI Köyün EN Hocası : Hüsnü HOCA Köyün EN Hayırseveri : AhmetÖZKAN Köyün EN Sinirlisi : Ahmet YAVUZ Köyün EN Aşığı : Aşık Ömer Köyün EN Sakini : Rahim GÜLTEKİN Köyün EN Çobanı : İdris ÇAVUNDUR Köyün EN Muhtarı : Recep ÖNDER Köyün EN Bıyığı : Tevfik ÖZDEMİR Köyün EN Temizi : B. Ali KAYA Köyün EN Ağası : Sabri KAYA (Küçük Aga) Köyün EN Şişkosu : Salih ÇAKAR Köyün EN Çiftetellisi : İsmail ŞAHİN Köyün EN Kader Kurbanı : Hasan MADEN Köyün EN Çiftçisi : Salih KIRT Köyün EN Tahsillisi : Ömer KURTULUŞ Köyün EN Şairi : Kazım DELİL Köyün EN Berberi : Sabri KASKATI


Kaynak: Kazım Delil

Pazarkaya köyü (Yerel işletme) Facebook sayfasından alınmıştır.


NOT: Eski Cuma (Targovishte) İlin’de Türk nüfus epey fazladır. Yöredeki Türkler, Anadolu'dan belirli aralıklarla iskan, sürgün, göç gibi nedenlerle gelen Türklerdir, ilin kuzeyi Deliorman bölgesindedir, buradaki Türkler ekseriyetle Tokat kökenlidirler (Kızıloğuzlar), ilin güneyinde bulunan Tozluk ve Gerlovo bölümlerindeki Türkler ise Kastamonu, Sivas, Tokat ve Kırşehir kökenlidirler (Uluyörük Çepnileri ve Gündüzlü Avşarları)


Tırnovtsa (Търновца, Turnaovası):

Kuzey Bulgaristan Eskicuma iline bağlı, kuruluşu 1500'lü yıllara dayanan bölgesi ve çevresindeki en büyük Türk köylerinden biridir. Köyün Osmanlı tarafından Rumeli'ye iskan edilen Karamanlı Avşarları oymağına bağlı Oğuz-Avşar boyundan olan Avşar Türkmenleri tarafından kurulduğu bilgisine ulaşılmıştır.

Balkan Savaşları ardından Anadolu'ya göç vermeye başlayan köyün 1950-1978 yıllara arasında neredeyse yarısı boşalmış köy daha sonraki süreçte tekrar nüfus olarak toparlansa da 1989 göçü ile neredeyse nüfusunun %90'ını kaybetmiştir.

Çevrede Türklük olarak adlandırılan ve sağlam bir Türklük bilincine sahip olan köy halkı kendini Türkiye'ye ait gördüğü için civarındaki köylere nazaran oldukça fazla göç vermiştir. Şu anda köyde yaklaşık 100 hane yaşamaktadır. Kurulduğundan bu yana köy halkı şu an olduğu gibi nüfus tamamen Türk ve Müslüman kökenlidir.

Çevresinde Güneköy, Çerkovna, Sıratça, Çavuşköy gibi çoğunluğu Türk olan köyler ve Bolluksu, Vırdın, Yamna gibi karışık nüfusun olduğu köyler bulunmaktadır.

Köy halkının çoğunluğu Güneşli, İstanbul'a göç etmiştir; bunun yanında Avcılar, Sultangazi, Kapaklı, Manisa, Akşehir (Pazarkaya), Gönen (Sarıköy, Gündoğan), Geyve, Söke, Tekirdağ Yeniçiftlik gibi yerlere değişik zamanlarda göç vermiştir.

Köy halkı birlikteliğini kaybetmemek için her yıl Türkiye'den Bulgaristan'a giderek köyünde panayır düzenlemektedir.


Köyün camisinin kuruluşu 1500'lü yıllara dayanır, ayrıca köyde bir tane daha ibadethane yeri mevcuttur.Bölgesinde ki köylere nazaran büyük bir okula sahip olmasına rağmen nüfus azlığı sebebiyle okul kullanılamaz hale gelmiştir. Şu an çalışır bir anaokulu bulunmaktadır.

Eskicuma (Tırgovişte) milletvekili Tuncer Kırcaliev Tırnovtsa kökenlidir. Köyün içeriside onlarca pınar ve çeşme bulunmaktadır. (Vikipedi)

Bulgaristan'ın Kırcaali ilindeki Durallar, Karalılar, Sindelli, Köseler ve Balabanlı,Eskicuma,Tırnovtsa,Sıratça gibi köyler Avşarlara örnek gösterilebilir. Balkanlarda ki Avşar grubu içersinde Dulkadirli,Karamanlı,Danişmendli ve Bozuluslu oymakları çoğunluktadır.

Faceook: tırnovtsa/ТЪРНОВЦА köyü @www.tirnovtsa.org


 
 
 

Comments


©2021, Hasan Parlar tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page