top of page

DOYRANLAR KÖYÜNDEN BİR AŞK HİKAYESİ

Doyranlarda ve Taşköprü de sülaleler arasında evlilikler de olmuştur... Göçmenlerde yakın akraba evliliği olmaz, yedi kuşak ararlar. Doğal olarak, akraba olmayan gençler arasında sevgiler, aşklar olur, Bazıları platonik aşklar olur, bazıları gelip geçici gençlik hevesleri olarak kalır. Biz sadece evlilikle biten aşklarla ilgileniyoruz. Hani yabancı filmlerde, nikah memurunun söylediği tirat gibi ‘’bu evliliğin gerçekleşmesine bir engel olduğunu iddia eden biri varsa, ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun.’’


Herkesin hayatı kendine göre, kendi çapında özel ve roman gibidir. Dolayısı ile evliliklerde özeldir, herkesin evliliği kendine göre romandır. Taşköprü de düğün deyince, çalgıcı Abdal Ahmet’i anmadan olmaz, adam dışarda klarneti, kapalı ortamda kemanı konuştururdu, çıkartamadığı şarkı, türkü, makam yoktu, gerçek bir virtüözdü. Bir ilginç hatırlatma, Taşköprü'nün ilk kurulduğu Gavurun çiftliği taraftaki yerleşimde, çalgıcılardan birkaç aile de vardır. (İskan olarak Taşköprü'lülerin yanına devlet tarafından verilmişlerdir. Kuraklıkta köy dağılınca İshaklı’ya yerleşmişlerdir. O zamanlar ilçe merkezi Bolvadin’dir)


Bizim hikayemiz, Doyranlar köyünden, bir aşk hikayesi, Kayahan’ın şarkısında ki gibi, siyah beyaz film gibi biraz, gözyaşı umut ve ihtiras, abartmasız, doğal, olduğu gibi. Somuncu kardeşler Hasan, Azem ve Hüseyin'in kız kardeşleri Rukiye (Ükke), Karamustafalardan Ahmet (Pipici) ile birbirlerini severler ve bu sevgi karşılıklıdır. Köyde de pek gizlisi saklısı kalmaz, gençler arasında da bilinir. Ancak… Olaylar öyle gelişir ki, Pipici Ahmet’in kardeşleri de (1927) Türkiye’ ye göç etmişlerdir, sadece Kesikbıyık Mustafa kardeşi kalmıştır, pek arkası, desteği kalmamıştır, Ne yapacağına, nasıl yapacağına karar veremez, belirsizlik olur. Bu arada hesapta olmayan olur, komşu köylerden birisinden Rukiye yengeyi istemeye gelirler ve Somuncular da kız kardeşlerini, bu gence nişanlarlar.


İşler sarpa sarmıştır, karma karışık olmuştur, içinden çıkılması zorlaşmıştır. Pipicinin yapacağı tek yol kalır, komşularının küçük kızıyla gizlice haber gönderir Rukiye yengeyle akşam görüşmek için. (O zaman WhatsApp yok yanii…) Akşam hava karardığında, avlu duvarının üzerinden, gizlice yapabildikleri bu görüşmede, konuyu Rukiye yengeye de açar ve kendi aralarında anlaşırlar, kimselere hissettirmeden zamanını kollarlar ve Rukiye yengeyi kaçırır…


Bir zaman sonra aileler anlaşırlar ve düğün dernek tamamlanarak evlenirler ama bir soğukluk kalır aileler arasında. Babaları, Koca Mustafa Somuncu yeni ölmüştür, Erkek kardeşler, babalarından miras hakkını kız kardeşlerine vermede pek gönüllü olmazlar, Pipici, eşi Rukiye yengeye, abinlere söyle diye, baskı uygular, Kayın biraderlerine haberler gönderir, bizim hakkımızı versinler der...


Doyranların kuzey doğu tarafında küçük bir gölet vardır. Hayvanlar burada sulanır, kaz, ördek yetiştirenlerin hayvanları bu gölete gider. Göletin arka tarafında tarlalar başlar. Bu arada yaz mevsimi gelmiştir, tarlalarda buğday, arpa hasatları başlamıştır. Pipicinin tarla, büyük kayın biraderi, Hasan hoca ile yan yanadır. Pipici evde, Rukiye yengeyle anlaşır; tarlada, Rukiye yenge ile kavga eder gibi yaparak, yandakiler duyacak şekilde bağırarak, küfrederek konuşur. Bir ara Rukiye yengenin üzerine yürür gibi yapar. Hasan hoca, boylu poslu, atletik yapılıdır, kız kardeşinin ortalık yerde dövülmesini hazmedemez, Hasan hoca alır eline dirgeni, pipicinin üstüne doğru koşar, Tarlada pipici kaçar, Hasan hoca kovalar, Rukiye yenge de ayırmak için peşlerinden…


Yan tarlalardan insanlar kovalamacaya bakar, ne olduğunu anlamaya çalışırlarken, birden Pipici Ahmet’in önünden bir tavşan fırlar. Tavşan önde, arkasında pipici Ahmet, onun gerisinde Hasan Hoca, en arkada Rukiye yenge, bir kovalamaca… Yan tarlalardan konuşurlar, ‘’Hasan hoca geride kalmış be yaa, tavşanı Pipici yakalayacak herhal… Haydii be Ahmet agaa…’’



Comments


©2021, Hasan Parlar tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page