Doyran (Toyran) Zaviyesi, Çoban Pınarı dahi derler:
- Hasan Parlar
- 22 Şub 2021
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Oca 2023
Sahaya ait mufassal defterlerdeki bazı nefer kayıtlarının üzerinde Neseb-i Temürhan, Nesl-i Temürhan ya da Nesl-i Temürhan Şeyh olarak özel durumları belirtilen bir nüfus kitlesi belirtilmiştir. Balkanların Türkleşmesinde asil aileler olan Temürhan soyuna dayandığı ve Demir babanın da bu soya mensup olduğu hakkında bilgiler mevcuttur.
Mufassal defterler incelendiğinde ilk iki mufassal olan 1538 ve 1557 yılı defterlerinde bunların da resm-i çift vergilerinden muaf tutuldukları anlaşılmaktadır. Nitekim 1538 yılına ait Kara Cüllahlar köyünün ilkhanesinin kaydında (Mehmed oğlu İmam Halil Fakih, nesl-i Temürhan, cemi avarız-ı rüsumdan muafdır) bununla ilgili açıklama görülmektedir. 1579 tarihli mufassal defterde ise bu muafiyetlerinin kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bunlarla ilgili kanunname hükümleri ise mufassal tahrirlerdeki bilgileri doğrular nitelikte olup ayrıca II. Selim dönemine kadar bunların ağnam vergisi nden de muaf tutuldukları hakkında da bilgiler vermektedir.
“Ve defter-i hakanide hasılı tahtında adet-i ağnamı bile yazılmayan karyelerin reayası ellerinde bulunan koyunlarının adet-i ağnamı ve resmi ağılı miri içün alınur Nesli Timurhan Şeyh olanlar şimdiye değin adet-i ağnam virmediklerinin veçhi olmamağın miri içün alınmak ferman olınmışdır”. (Bkz. Akgündüz, a.g.e. 7/I. Kitap Kanuni Devri Kanunnameleri (ıv), 7/II. Kitap II. Selim Devri Kanunnameleri, 1994, s. 720.)
Yapılan incelemede bunlara verilen imtiyazın Balkanlardaki Türk iskânının öncülerinden olan Demir Baba nesli olmalarından kaynaklandığı yönünde bilgiler mevcuttur. Bahsedilen nüfusun en yoğun bulunduğu kaza Şumnu olup sahada bulunan bazı köylere bir ya da birkaç hane olarak dağıldıkları görülmektedir. Nitekim ilk mufassal olan 1538 tarihli defterde 59;
(Kara Cüllahlar karyesinde 6 hane; Divane Ahmed 3; Balabancı-Kokarca 2; Kılavuz 7 ; Abdi 4; Kalova 7; Demürciler 2; Araplar 1; Saruca Bazerkan 2; Sığırcı 1; Kademlü 3; Keçililer 2; Topuzlar 2; Sağırlar 1; Balluca Balaban 1 ; Çanakçılar 2; Davudlar 1; Hüseyinler köyünde 4 hane olarak kayıtlıdır ) ;
1557 yılı defterinde 57;
(Cansız Ahad Karyesinde 14 hane; Saruca Bazergan 1; Aydın fakih 1; Kademler 3; Kara Cüllahlar 5; Hüseyinler 11; Kulavuzlu 8; Kara Hızırlar 1; Doyuran Dede 2; Kalova 3; Hoyna Pınarı 2, Davudlar 2; Divane Ahmed 4 hane olarak kaydedilmiştir);
1579 yılında ise 24 nefer kaydının bulunduğu görülmektedir. Bahsedilen Demir Baba nesli, defterlerde 1538 yılı mufassalından itibaren görülmekle birlikte sayısı değişmiştir. Bunun temel sebebi ise bu nüfusun bir kısmının ilk kaydından sonra aynı köydeki ikinci ya da üçüncü kaydında sipahi raiyyeti olarak yazılması yani ayrıcalıklarının peyderpey kaldırılmış olmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim 1538 yılı defterinde Demürciler, Saruca Bazergan, Sığırcı, Keçililer, Davudlar köylerinde kayıtlı bulunanlar 1557 yılı defterinde bu köylerin normal raiyyeti olarak kaydedilmiştir. Kademlü, Hüseyinler, Divane Ahmed, Kara Cüllahlar, Kalova köylerinde bulunanların ise imtiyazları ikinci defterde de devam etmiştir. 1579 tarihli defterde ise Honya Pınarı, Kademlü, Hüseyinler, Kara Cüllahlar, Doyuran Dede Zaviyesi ve Kalova köylerinde bunların isimlerine çift hanesi olarak rastlanmış yani normal raiyyet durumuna düşürüldükleri anlaşılmıştır.
İlk mufassallarda verilen imtiyazlardan da devletin bu ailelerin bahsedilen özelliklerinden yararlanmak istemesinden kaynaklandığı gayet açıktır. İskân kökleşmeye başladıktan sonra devletin de mali ihtiyaçlarına binaen bu ayrıcalıkların lağvedildiği anlaşılmaktadır. Çalışılan dönemde bu nüfusun niceliğine dikkat edildiğinde ikinci ve üçüncü kayıtlarda bunlardan olup da nesebi belirtilmeyenler de dahil edildiğinde 1579 yılına gelindiğinde bunların sahada 100 haneden az olmadığı anlaşılmaktadır.
1557 yılı defterinde kayıtlı olan 54 hane Nesli Temürhan’ın (1-14) hane arasında değişen oranda burada bulunan 13 civarındaki köyde dağılışı gösterilmiştir. Buna göre bahsedilen nüfus 8 köyle ağırlıklı olarak Osmanpazarı Platosu’nda yer almaktadır. Nitekim bahsedilen platoda Cansız Ahad köyünde 14; Hüseyinler köyünde ise 11 haneye rastlanmıştır. Bunların haricinde Deliorman Platosu’nda 3 (Kalova, Honya Pınarı ve Doyran Dede); Vrana Ovası’nda 1 (Davudlar); Kirilova Platosu’nda 1 köyde (Kademlü) hane kayıtları bulunmaktadır.
Zaviyelerin bir kısmı Padişah tarafından bu tür yerler için temlik toprağı verilmekte olup, bu topraklar genelde vakfa dönüştürülerek bunların arazileri evlatlık vakıflar olarak, nesilden nesile geçmiştir. Bu durum ise buraların çiftlik gibi sahiplenilmesine ve üzerinde ekonomik faaliyetler yürütülmesine ortam hazırlamıştır. Bunların devlete vermiş olduğu vergilere bakıldığında buralardaki üretimle ilgili bilgilere ulaşılabilmektedir. İlk kayıtlarda dikkati çeken ise buralarda tahıl üretiminin yapılmış olduğudur. Bunların başında da arpa ve buğday gelmektedir. Bir diğer vergi birimi ise kovan vergisidir ki buralarda aynı zamanda arıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bkz. Zaviye-i Doyran, Çoban Pınarı dahi derler. (Başbakanlık Osmanlı Arşivi TT. d, nr. 439, s. 133.)
Balkanların koyunu saray tarafından özel tercihler arasındadır. Çünkü buranın koyununun Anadolu koyunu gibi büyük yağlı kuyruğu bulunmamakta, ona göre daha lezzetlidir. İstanbul’un et ihtiyacının başlıca temincisi durumunda olan celepkeşanların sağ kolda en yoğun örgütlenme alanları Yanbolu- Burgaz- Karnobat hattıdır. (Kokdaş, a.g.e., 2007, ss.18-53.) Sahadan İstanbula gelen koyunun sayısının düşmemesi için zaman zaman halkın koyun kesmesi yasaklanarak keçi kesmeye yönlendirildiği de anlaşılmaktadır. Deliorman koyunu, Deliorman dönemi denilen yaz mevsiminde İstanbul’a sevk edilmektedir. (Bkz. Faroqhi.,)
XVI. yy’da İstanbul’un nüfusu 700.000 kişiye ulaşmıştı ve bu şehrin nüfusunun ihtiyaçları, geniş bir coğrafyadan karşılanmak zorundaydı. Şehrin karşılanması gereken ihtiyaçların başında buğday ve et gelmektedir. ( Antony Greenwood, İstanbul’s Meat Provisioning: A Study Of The Celepkeşan System, A Disertation Submitted, Chıcago, Illınois, 1988, ss. 4-8.)
Güney Bulgaristan, Dobruca ve Tuna prensliklerinden yoğun şekilde İstanbul’a hububat nakli yapılmıştır. Köylerinde ise toplanan meyveler, kaklanarak (ortasına iğne kaklanıp, ipe dizilip kurutularak) hoş-âb’lık (hoşaflık) olarak Osman Pazarı, Eski Cuma ve Şumnu gibi pazarlarda satışa sunulduğu bilinmektedir.
Kaynak;
1- Hasan Hüseyin YILMAZ-Uşak Ünv.-xvı. yy osmanlı tahrir defterlerine göre şumnu kazasının beşeri ve ekonomik coğrafyası 2- Selçuk DEMİR- Atatürk Ünv.-(xvı. Yy da Niğbolu sancağında nesl-i Timurhanlar.)
Comments